İstanbulzedenin Karla İmtihanı...

Her kış çekilen İstanbul çilelerinden biridir kar cefası. Her sene ama her sene, bir haftalığına bu eziyeti çekeriz de hiçbir sene uslanmayız ve bir sonraki sene tanıdık görüntüler yaşanır. Ankara'ya düşse esamesi okunmayacak kar, İstanbul'a teğet geçtiğinde şaşırır kalırız. Üç beş santimlik kar ile dünyamız tarumar olur, olağanüstü hal ilan ederiz. Bir de bunu meteorolojinin bir türlü denk getiremediği hava tahminleri de eklenince olaylar içinden çıkılmaz bir hal alır.
2012'nin bitmesine sayılı günler kala, pek sevgili metorolojinin "Perşembe günü sulu kar yağacak, ama esas kar Cuma günü..." tahimini bizlere hayatı zindan etmeye yetmişti. Kar meteorolojinin tahminlerini alaşağı edip de Perşembe günü gelince, biz de İBB'nin muhteşem başarısı(!) ile Kilyos'ta mahsur kalmıştık. İBB mızmız çocuklar gibi "Bana ne ya! Meteoroloji Cuma demişti..." dese de eziyeti İstanbulzedeler çekmişti. 20 Aralık'ta İstanbulzedeler evlerine geç saatlerde ulaşabildi ve ne oldu biliyor musunuz? Cuma günü kar yağmadı...

Bu haftaki tiyatromuzun başrollerinde yine Meteoroloji, İBB ve pek saygıdeğer İstanbulzedeler var. Lakin bu sefer İBB ile Meteoroloji'nin rolleri değişti, çünkü "Cumartesi akşam saatlerinde kar yağmaya başlayacak, ama esas yüzünü Pazar günü gösterecek" diyen Meteoroloji şuan için yanılmış gibi gözüküyor. Çünkü her İstanbulzede kafasını camdan çıkarıp şöyle bir dışarı baksa kar falan görmeyecek, hatta Pazar yürüyüşüne bile çıkabilir. Ve İBB bu sefer erken davranıp her köşeye bir karla mücadele aracı yerleştirdi, boş yolları küremekle meşguller şu dakikalarda... İstanbulzedeler ise Meteoroloji'ye sevgi ve selamlarını iletmekteler...

Aslına bakarsanız, bu durum İstanbul'da her sene tekrarlanan bir terane. İBB her sene kara hazırlıksız yakalanır ve bir dolu İstanbulzede yollarda sersefil perişan olur. Bir vakit sonra Meteoroloji "Önceki de kar mıydı, bu sefer kıyamet kopacak!" uyarısı fos çıkar, ama İBB "Bu sefer hazırdık, ama kar gelmedi. Gelse görürdünüz bizi!" şovuna devam eder. İstanbul'da her sene temcit pilavı ısıtılıp ısıtılıp gelen oyunun özeti bu...

Bazen bir İstanbulzede olarak Meteoroloji'nin karla ilgili ikinci uyarısının manipule edildiğini ve bir öncekinde karizması yerle bir olan İBB'nin bir tarafını kurtarmak için yanlış ya da abartılı tahmin yapıldığını düşünmeden edemiyorum. Bilumum ali cengiz oyunlarını büyük bir ustalıkla sergileyebilen pek sevgili yönetenlerimiz, ağzımıza bir parmak bal çalıp sırtımızı yepeşlemek için yapıyorlarmış gibi geliyor. Bu tabii ki, paranoyaklaşan İstanbulzedelerden biri olan şahsımın lafola beri gele düşüncesi, ki kaale alınmasa da olur!?!

Özetle..
İstanbulzede her sene dişinin kovuğuna yetmeyecek karla hayatının imtihanını olur da bir türlü uslanmaz. Ne serden ne yardan vazgeçer, İstanbulzedeliği ile "Ben İstanbulzâdeyim!" diye övünür durur...

Not: İstanbulzedeler çok sevinmesin, Meteoroloji çok üzülmesin... Kilyos'tan bildiriyorum, kar İstanbul'a giriş yapmak üzere (mi acaba?). Ya da kar sandığımız şey...

Hiç yorum yok

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi Paylaştığınız İçin Teşekkürler...